TOP

27 Mayıs ve sonraki yıllar (1960-1965)

Ana madde: 27 Mayıs Darbesi
27 Mayıs 1960 günü Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki 37 kişilik vatansever grubu Demokrat Parti'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğünü görerek ülke yönetimine el koydu. Anayasa feshedildi. Başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere DP'liler, pek çok bürokratlar ve DP'ye yakın olduğu düşünülen generaller tutuklandı. Tutuklamalar sürerken o dönem Milli Birlik Komitesi üyesi olan Cemal Gürsel, CHP liderini arayarak hareketi önceden haber vermediklerini, haber verilseydi kendilerini caydırmaya çalışacağını bildiklerini söyler. İnönü ise, Cemal Gürsel'e ""Memleket ve millet için hayırlı bir iş yaptınız. Büyük bir iş yaptınız. Mutlu ve uğurlu olmasını dilerim. Asıl başarınız için ben sizin emrinizdeyim Paşa Hazretleri. Sizleri anlıyorum. Ne zaman bir arzunuz olursa emrinize amadeyim" diyerek teşekkür eder.[16]
Devlet Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Başbakanlık görevlerini Org. Cemal Gürsel üzerine aldı. Gürsel Millî Birlik Komitesi ile ülkenin tek hakimi olmuştu. Yeni anayasa hazırlanması ve siyasi yapıların kurulması için çalışmalar başladı. Demokrat Parti kapatıldı. Yeni anayasa hazırlanması için kurulan kurucu meclise CHP lideri İsmet İnönü de seçildi. 27 Mayıs sonrası CHP'nin 1959 tarihli "İlk Hedefler Beyannamesi"ndeki pek çok husus da hayata geçirilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi darbeden sonra bütün gücüyle yeni anayasanın hazırlanmasına çalıştı ve bir an önce demokratik düzene geçilmesini savundu. 27 Mayıs 1960, bu dönemde Milli Birlik Komitesi ve CHP çevrelerinde genellikle "27 Mayıs Devrimi" olarak anıldı.
9 Şubat 1961'de yeni partiler kurulmasına müsaade edildi. Temmuz 1961'de referanduma sunulan 1961 Anayasası halkın % 61'inin oyuyla yürürlüğe girdi. Yeni anayasa ile TBMM iki meclise ayrılıyordu. Bir yanda üyeleri nispi sistemli seçimle seçilen 450 üyeli Millet Meclisi diğer yanda ise 150 üyeden oluşan ve üyeleri 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş ve çoğunluk sistemi ile seçilmiş olan Cumhuriyet Senatosu olacaktı. Cumhurbaşkannın görev süresi 7 yılla sınırlandırıldı. TBMM kararlarını denetlemek için Anayasa Mahkemesi kuruldu. Böylece "Hukuk devleti" kavramı öne çıkarılmış oldu. Temel hak ve özgürlükler arttırıldı. Milli Güvenlik Kurulu kurularak askerlerinde siyasi konularda görüş belirtmesine olanak verildi.
CHP seçim çalışmalarını sürdürürken partide Kasım Gülek hizbi ortaya çıktı. 24 Ağustos 1961'de yapılan 15. Kurultay'da İnönü tekrar Genel Başkan seçildi. Genel Sekreterliğe ise İsmail Rüştü Aksal getirildi.
Yassıada'da yargılanan Demokrat Partililer için 1961 yılı Ağustos ayında karar verildi ve 15 kişi idam cezasına çarptırıldı. Milli Birlik Komitesi bu cezaların üç tanesini onayladı ve 16 Eylül 1961 günü DP dönemi Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi. Ertesi gün de Başbakan Adnan Menderes idam edildi. Celal Bayar'ın idam cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.
15 Ekim 1961 günü yapılan seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi beklenen başarıyı elde edemedi. CHP milletvekili seçimlerinde % 36.7 oy alarak 173 milletvekilliği elde etti. Kapatılan DP'nin ardılı olarak kurulan iki partiden; Adalet Partisi ise % 34.8 oyla 158 milletvekilliği, Yeni Türkiye Partisi (YTP) ise 65 milletvekili aldı. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ise 54 milletvekili çıkardı. Cumhuriyet Senatosu'nda ise senatörlükler şu şekilde dağılmıştı: CHP 36, AP 71, YTP 27, CKMP 16.
Hiçbir parti hükümet olmak için salt çoğunluğu yakalayamamıştı ve Türkiye tarihinde ilk defa koalisyona gidilecekti. Seçmen 27 Mayıs Darbesi'nin ve idamların faturasını CHP'ye kesmişti. Örgüt seçim neticelerinden hoşnut değildi. Bu nedenle koalisyon çalışmalarına girilmeyerek muhalefette kalınması istenmekteydi. Bütün bu tartışmalar arasında 25 Ekim 1961 günü TBMM açıldı. Ertesi gün 27 Mayıs Darbesi'nin lideri Cemal Gürsel son derece güç şartlar ve özverilerle IV. Cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçim son derece zor şartlar altında yapıldı. Çünkü sandıktan çıkan sonuçla Gürsel'in seçilmesi zor görünüyordu. Hatta bu yüzden Silahlı Kuvvetler yönetime bir defa daha el koyma niyetine girdi ancak TBMM sağduyulu davrandı ve Gürsel Çankaya Köşkü'ne çıktı.
Başbakanlık görevi 10 Kasım 1961 günü CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'ye verildi. İnönü 20 Kasım 1961'de Adalet Partisi ile cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümetini kurdu. Cumhurbaşkanlığına ise 27 Mayıs Darbesinin lideri Cemal Gürsel seçildi. CHP'nin de Gürsel'i desteklediği seçimin öncesinde sağ partiler ortak aday olarak Ali Fuat Başgil'i aday göstermeyi düşünüyordu. Fakat bazı Milli Birlik Komitesi üyelerince silahla tehdit edildikten sonra adaylıktan vazgeçti.
22 Şubat 1962 günü Albay Talat Aydemir'in başında bulunduğu cunta yönetime el koymaya kalkıştı. Kara Harp Okulu öğrencileri harekete geçirildi. Ankara karışmıştı. Olay büyük tecrübe sahibi olan Başbakan İnönü tarafından bastırıldı.
İnönü'nün ilk koalisyon daha fazla hükümette kalamadı. Özellikle siyasi af konusunda işler çıkmaza girince Başbakan İnönü 30 Mayıs 1962'de istifa etti. Hükümeti kurma görevi tekrar kendisine verildi. İsmet İnönü 25 Haziran 1962'de YTP, CKMP ve bağımsızlarla II. Koalisyon Hükümeti’ni kurdu. 14 Aralık 1962'deki 16. Kurultay, Genel Merkezciler, Kasım Gülek-Nihat Erim kanadı ve üçüncü dünyacılar arasında tartışmalara sahne oldu. İhraçlar, istifalar partiyi zayıflattı. Kasım Gülek, Nihat Erim ve Mehmet Avni Doğan bir yıl süreyle partiden ihraç edildi. 1963 Mayıs ayında Talat Aydemir'in ikinci darbe girişimi de başarıyla bastırıldı. Darbeye teşebbüsten mahkûm olan Talat Aydemir idam edildi.
16 Kasım 1963 ara seçimlerini AP kazandı. Aynı gün yapılan yerel seçimlerde AP % 45.4, CHP ise %36.2 oranında oy aldı. Başbakan İnönü yurtdışında bulunduğu sırada YTP hükümetten çekildi. Hemen ertesi gün de CKMP hükümetten çekildiğini açıkladı. II. Koalisyon da çökmüştü. 2 Aralık'ta İnönü istifa etti. AP lideri Ragıp Gümüşpala hükümeti kuramadı, 10. İnönü Hükümeti 25 Aralık'ta kuruldu. Bu defa CHP bağımsızlarla birlikteydi.
Kıbrıs'ta işler karışmış, Türklere karşı saldırılar başlamıştı. Bunun üzerine Türk jetleri 24 Aralık 1963'te Kıbrıs üzerinde ihtar uçuşu yaptılar. 16 Mart'ta TBMM hükümete Kıbrıs'a müdahale için yetki verdi ancak Haziran ayında ABD Başkanı Johnson'ın adıyla anılan ünlü Johnson mektubu ile bu girişim engellendi, Türkiye Kıbrıs'a müdahale edemedi.
İsmet İnönü'nün kurduğu III. koalisyon hükümeti 1965 yılının 13 Şubat günü bütçe görüşmelerinde sona erdi. Hükümetin bütçesi reddedilmişti. Başbakan İnönü istifa etti. CHP dışındaki sağ partiler birleşerek 1965 Milletvekili Genel Seçimleri'ne kadar sürecek bir hükümet kurdular.
İsmet İnönü'nün kurduğu üç koalisyon hükümeti:
Seçimlere gidilirken Cumhuriyet Halk Partisi kendisine bir kimlik belirlemeliydi. CHP siyasi yelpazenin neresinde duracaktı? Yeni bir ses, yeni bir politika gerekliydi. Örgütün ve partinin buna ihtiyacı vardı. Bu yeni ses 1965 yılı ortalarında Genel Başkan İsmet İnönü'den geldi: "CHP Ortanın Solundadır." CHP bu şekilde hem soldaki Türkiye İşçi Partisi'ne tabandan gidecek oyları engellemek hem de yeni gidişatını belirlemek amacındaydı.
Ancak CHP'nin büyük rakibi AP bu sloganı seçimlere gidilirken tam tersi yönde kullandı ve CHP'yi sosyalizme kaymakla suçladı. 1964 yılında AP'nin başına geçen Süleyman Demirel meydanlarda "Ortanın Solu Moskova Yolu" diyerek CHP'yi yerden yere vurdu. Ayrıca seçimler öncesinde CHP'nin girişimiyle seçim kanunu değiştirildi ve Millî bakiye usulü getirildi. Bu, küçük partilerin lehine bir gelişmeydi. AP kanuna muhalefet etti. 1968 yılında AP bu kanunu kaldırmıştır.
10 Ekim 1965 günü yapılan genel seçimlerden AP zaferle ayrıldı. Türkiye genelinde AP % 52.8 oyla 240 milletvekilliği kazanırken CHP % 28.7 oyla ancak 134 milletvekili kazanabildi. Adalet Partisi tek başına iktidara gelmiş, CHP ise çok büyük oy kaybıyla ana muhalefette kalmıştı (MP:31, YTP:19, TİP:14, CKMP:11, BĞM:1).
Partide yeni bir isim parlamıştı. Bu isim 1961-1965 arası kurulan üç İnönü Hükümeti'nin de Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit’ti. 24 Ekim 1966 tarihindeki 18. Kurultay’da Bülent Ecevit genel sekreter seçildi. Ecevit "Ortanın Solu" politikasını benimsemiş, özellikle Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle çok iyi ilişkiler kurmuştu. 28 Nisan 1967 olağanüstü kurultayında partiden kopmalar başladı. Turhan Feyzioğlu'nun başını çektiği orta-sağ görüşlü "48'ler Grubu" partiden ayrıldı. 48'ler daha sonra Cumhuriyetçi Güven Partisi'ni kurdu. 18 Ekim 1968'de 19. Kurultay toplandı. İnönü-Ecevit listesi seçimleri kazandı. Ecevit gitgide partinin hakimi olmaktaydı. 12 Ekim 1969 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde CHP beklediğini bulamadı. İktidardaki AP %46,5 oy alarak 256 milletvekilliği kazandı ve tek başına iktidarını sürdürdü. Buna karşın CHP %27.3’le 143 milletvekili kazanabilmişti. Şurası dikkat çekicidir ki, CHP'den kopma olmasına karşılık parti yine de çok fazla oy kaybı yaşamamıştır (GP:15, BĞM:13, BP:8, MP:6, YTP:6, TİP:2, MHP:1).
AP tekrar büyük çoğunlukla iktidardaydı. Ancak fazla kalamayacaktı. 12 Mart 1971 günü Türk Silahlı Kuvvetleri hükümeti bir muhtırayla uyardı ve Başbakan Süleyman Demirel istifa etti. Yeni hükümeti eski CHP'li Nihat Erim kuruyordu ve Ecevit bu askerî müdahaleye karşı olduğundan CHP'nin bu hükümette yer almasını istemiyordu. İsmet İnönü muhtıraya karşı ılımlı bir tavır takınınca ve hükümete destek vereceğini belirtince Genel Sekreter Bülent Ecevit istifa etti. Yerine Şeref Bakşık geçti. Ancak Ecevit'in bu muhalefeti onu toplumda büyük prestij sahibi yapmış, partide de oldukça güçlendirmişti. İnönü Haziran 1972'deki olağan kurultay öncesinde 5 Mayıs 1972'de V. Olağanüstü Kurultay’ı toplama kararı aldı. Maksadı il ve ilçe kongrelerini birer birer kazanan Ecevit'i Kurultay’da yenmekti. 5 Mayıs günü geldiğinde Türkiye çok gergindi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın hakkında verilen infaz cezalarının uygulanması beklenmekteydi. THY'nin bir uçağı Sofya'ya kaçırılmıştı. Gerilim Genel Başkan İsmet Paşa'ya da yansıdı. İnönü kalp krizi geçirmişti. Kurultay bir gün sonrasına ertelendi. 6 Mayıs 1972 günü Genel Başkan İsmet İnönü ve Bülent Ecevit karşı karşıya geldi. İnönü açılış konuşmasında açık konuşarak Ya ben ya Bülent dedi ve kararı partiye bıraktı. Ecevit de taviz vermez şekilde cevap verince oylama beklenmeye başladı. 7 Mayıs günü yapılan oylama sonucunda Ecevit'in parti meclisi listesi 709 oyla güvenoyu aldı. İnönü 507 oyda kalmıştı. Sonuç açıktı; CHP'de İnönü devri kapanmıştı. 33 yıldır Genel Başkan olarak CHP'yi yöneten İsmet İnönü 8 Mayıs 1972'de genel başkanlıktan istifa etti. 14 Mayıs 1972 günü yapılan genel başkanlık seçimi özel kurultayında 51 il başkanının adayı Bülent Ecevit 913 delegeden 828'inin oyuyla Atatürk ve İnönü'den sonra CHP'nin III. Genel Başkanı seçildi.[17]

0 yorum:

Yorum Gönder

TÜRKİYE CANIM FEDA


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı